top of page
Bursa Panaroma Müzesi
Mimari tasarım süreci; temel olarak ön-tasarım süreci ve tasarım süreci başlıkları altında
özetlenebilir. Ön - tasarım sürecinde problem çözümüne dair yatayda bir çok alternatif
geliştirilirken, ana tasarım sürecinde ise seçilen bir alternatifin derinlemesine - düşeyde
geliştirilmesi söz konusudur. Bu süreçte, mimar - tasarımcı dışında da çeşitli paydaşlar yer
alırlar. İş-veren, yüklenici, mühendislerden oluşan çeşitli ekipler, danışmanlar vb gibi. Bu
kapsamda ele alındığında, bir tarafta sanatçı kimliği ile var olan ve kural koyan tasarımcımimarın,
aslında zannedildiği gibi pek de “özgür olduğu” söylenemez. Süreç, tasarımcının
çeşitli gel-gitler ile diğer paydaşları mimari konularda ikna edebilmek için gösterdiği çaba ile
sürer ve dönüşür. “Orkestra şefi” olarak da tanımlanan mimarın rolü bu noktada önem
kazanır.
Bu çalışmada, birçok paydaştan oluşan ve çeşitli uzmanlık alanlarıyla birlikte çalışmayı
gerektiren “müze fonksiyonu” ele alınarak; “Bursa Panorama Müze ve Etkileşim Merkezi”
örneği ele alınmıştır. Makalenin ana omurgasını, müze kavramı, müzelerin bulundukları
çevreye ve yere etkileri – katkıları’nın irdelenmesiyle birlikte; 2015 yılında araştırma - tasarım
– projelendirme süreci ile başlayan ve inşa edilmesiyle 2019 yılında hizmete giren “Bursa
Panorama Müze ve Etkileşim merkezi” oluşturmaktadır. Söz konusu çalışmada aynı zamanda
tarihi süreçte, Panorama – Diorama gibi müze tipolojilerinin ortaya çıkışları, kurgularını
oluşturan mimari temel kriterler ve günümüzde nasıl değerlendirildikleri vb gibi konular
metinde tartışılmıştır. Süreçte gerçekleşen mimari ürün, gerek kentsel ölçekte, gerekse iç
mekan kurgusuyla ele alınmış, çağdaş mimari kavramlar ile ilişkisi, oluşturulan tasarım süreci
ve uygulama modeli sunulmuştur.
özetlenebilir. Ön - tasarım sürecinde problem çözümüne dair yatayda bir çok alternatif
geliştirilirken, ana tasarım sürecinde ise seçilen bir alternatifin derinlemesine - düşeyde
geliştirilmesi söz konusudur. Bu süreçte, mimar - tasarımcı dışında da çeşitli paydaşlar yer
alırlar. İş-veren, yüklenici, mühendislerden oluşan çeşitli ekipler, danışmanlar vb gibi. Bu
kapsamda ele alındığında, bir tarafta sanatçı kimliği ile var olan ve kural koyan tasarımcımimarın,
aslında zannedildiği gibi pek de “özgür olduğu” söylenemez. Süreç, tasarımcının
çeşitli gel-gitler ile diğer paydaşları mimari konularda ikna edebilmek için gösterdiği çaba ile
sürer ve dönüşür. “Orkestra şefi” olarak da tanımlanan mimarın rolü bu noktada önem
kazanır.
Bu çalışmada, birçok paydaştan oluşan ve çeşitli uzmanlık alanlarıyla birlikte çalışmayı
gerektiren “müze fonksiyonu” ele alınarak; “Bursa Panorama Müze ve Etkileşim Merkezi”
örneği ele alınmıştır. Makalenin ana omurgasını, müze kavramı, müzelerin bulundukları
çevreye ve yere etkileri – katkıları’nın irdelenmesiyle birlikte; 2015 yılında araştırma - tasarım
– projelendirme süreci ile başlayan ve inşa edilmesiyle 2019 yılında hizmete giren “Bursa
Panorama Müze ve Etkileşim merkezi” oluşturmaktadır. Söz konusu çalışmada aynı zamanda
tarihi süreçte, Panorama – Diorama gibi müze tipolojilerinin ortaya çıkışları, kurgularını
oluşturan mimari temel kriterler ve günümüzde nasıl değerlendirildikleri vb gibi konular
metinde tartışılmıştır. Süreçte gerçekleşen mimari ürün, gerek kentsel ölçekte, gerekse iç
mekan kurgusuyla ele alınmış, çağdaş mimari kavramlar ile ilişkisi, oluşturulan tasarım süreci
ve uygulama modeli sunulmuştur.
Çotanak Spor Kompleksi
22.028 koltuk kapasiteli stadyum, olimpik havuz, spor salonu, ticari alanlar. Çok amaçlı bir spor kompleksi.
Trabzonspor Stadyumu ve Akyazi Spor kompleksi
Trabzonspor Stadyumu, Şenol Güneş Spor Kompleksi adıyla anılan modern bir spor yapısıdır. Yaklaşık 40.000 kişi kapasiteli stadyum, seyirciye yakın tribünleri ve hibrit çim teknolojisi ile ideal oyun koşulları sunar. Estetik ve fonksiyonel özellikleriyle Trabzon’un simgesi haline gelen stadyum, hem spor hem de kültürel bir merkez olarak öne çıkar.
Uludağ Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Müzik Öğretmenliği Anabilimdalı Binası
“Sizce projenizin diğer projelerden farkı nedir? Projenizin öne çıkan özelliği nedir?”
“….Sanat Fabrikası” kavramı, projenin geliştirilmesinde ve tasarımında “üst kavram” olarak seçilmiştir. Sanat’ın “zaman” ve üretildiği “mekân” bağlamında sürdürülebilir olması durumu, tasarımcıların daha once kullandıkları “fabrika” kavramını sürdürme kararlarını doğrudan etkilemiştir. “müzik”in temel sanatlar içinde en etkili dallardan biri olduğu gerçeğiyle birlikte, tasarım sonucunda ortaya çıkacak ürün olan binanın, “eğitim yapısı” olması, müziğin öğrenilen bir etkinlik olduğu gerçeğini açıkça ortaya koymaktadır. Eğitimin temelinde, özellikle de sanat eğitiminin temelinde yer alması gereken, “sürekli karşılıklı iletişim-etkileşim” yaklaşımının olması gereksinimi, tasarımın biçimlenme sürecinde çok önemli bir ön kabul ve avantaj olarak görülmüştür. Bina içinde, sanat eğitiminin temelini oluşturması gereken, “sürekli karşılıklı iletişim - etkileşim” kavramı; sanatı üretenle, tüketen arasında da varlığını sürdürmelidir. Başka bir deyişle, tasarımın, Uludağ Üniversitesi içindeki stratejik önemi, “nesnel” anlamda olduğu gibi, “tinsel” anlamda da geçerliliğini korumaktadır……..Binanın kitlesel kurgusu, yeşil ve “fraktal doğa”nın içinde Öklidyen (Euclid) olan kendi güçlü geometrisi ile varığını açıkça belirten “beyaz bir prizma”dan oluşur. “Beyaz bina”, iç mekânda kullanılan renkler ile armonik bir kurgu doğrultusunda canlılık kazanmıştır. (Yapı Dergisi, 2008)
“….Sanat Fabrikası” kavramı, projenin geliştirilmesinde ve tasarımında “üst kavram” olarak seçilmiştir. Sanat’ın “zaman” ve üretildiği “mekân” bağlamında sürdürülebilir olması durumu, tasarımcıların daha once kullandıkları “fabrika” kavramını sürdürme kararlarını doğrudan etkilemiştir. “müzik”in temel sanatlar içinde en etkili dallardan biri olduğu gerçeğiyle birlikte, tasarım sonucunda ortaya çıkacak ürün olan binanın, “eğitim yapısı” olması, müziğin öğrenilen bir etkinlik olduğu gerçeğini açıkça ortaya koymaktadır. Eğitimin temelinde, özellikle de sanat eğitiminin temelinde yer alması gereken, “sürekli karşılıklı iletişim-etkileşim” yaklaşımının olması gereksinimi, tasarımın biçimlenme sürecinde çok önemli bir ön kabul ve avantaj olarak görülmüştür. Bina içinde, sanat eğitiminin temelini oluşturması gereken, “sürekli karşılıklı iletişim - etkileşim” kavramı; sanatı üretenle, tüketen arasında da varlığını sürdürmelidir. Başka bir deyişle, tasarımın, Uludağ Üniversitesi içindeki stratejik önemi, “nesnel” anlamda olduğu gibi, “tinsel” anlamda da geçerliliğini korumaktadır……..Binanın kitlesel kurgusu, yeşil ve “fraktal doğa”nın içinde Öklidyen (Euclid) olan kendi güçlü geometrisi ile varığını açıkça belirten “beyaz bir prizma”dan oluşur. “Beyaz bina”, iç mekânda kullanılan renkler ile armonik bir kurgu doğrultusunda canlılık kazanmıştır. (Yapı Dergisi, 2008)
Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuvarı
Yapı, dikdörtgen bir kutunun eğimli bir araziyle kurduğu ilişkiden kaynaklı tasarım kararları doğrultusunda gerçekleştirilmiştir. Kutu; eğimli araziyle bir gerilim oluşturarak semantik anlamda kendini ifade eder; binaya farklı kotlardan giriş imkânları sunar. Ana giriş alt kotta anayol ile bağlantı kurarken, üst kotta yer alan öğretim üyesi girişi ve otopark ile düz ayak olarak mekânlara ulaşmak mümkün olmaktadır. Binanın mekânsal programı; 500 kişilik konser salonu ve fuayesi, üflemeli, vurmalı, yaylı çalgılar derslikleri, bireysel çalışma odaları, teorik derslikler, kantinler, yemekhane, kütüphane, idari birimler ve otoparktan oluşur. Oldukça karmaşık ve pedagojik düzenlemeler gerektiren bu program, sokaklaşan bağlantılar ve sokakların kesiştiği boşluklarla birleştirilmiş ya da ayrılmıştır.
Mimar: Özgür Ediz, Yıldız Çağlı,
İşveren: Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü
Fotoğraflar: Özgür Ediz
Mimar: Özgür Ediz, Yıldız Çağlı,
İşveren: Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü
Fotoğraflar: Özgür Ediz
Villepinte
Paris'in hareketli atmosferine 40 km uzaklıkta, Charles de Gaulle Havalimanı'na komşu konumlanan Havalimanı Konutları, modern mimari prensiplerini doğal malzemelerin sıcaklığıyla harmanlayan bir yaşam alanı sunuyor. Baha Sıkman, Uğur Can Erol ve Bora Soykut liderliğindeki tasarım ekibi, ahşap kaplı dış cephesiyle çevre dostu bir duruş sergileyen yapıda, geniş cam yüzeylerle doğal ışığı içeri davet ederek ferah ve aydınlık yaşam alanları yaratıyor. Stüdyo dairelerden 3+1 dairelere uzanan çeşitlilikteki konut seçenekleri, her ihtiyaca cevap verecek şekilde tasarlanmış olup, balkon veya teraslarıyla açık havanın keyfini yaşatıyor. Güvenlikli giriş, kapalı otopark, çocuk oyun alanı ve yeşil alanlardan oluşan ortak kullanım alanları, sakinlerin yaşam kalitesini artırmaya yönelik incelikle düşünülmüş detaylar arasında yer alıyor. Yalıtım, güneş enerjisi panelleri ve ısı pompası gibi enerji verimliliği önlemleriyle çevreye duyarlı bir yaklaşım benimseyen proje, havalimanı çalışanları ve sık seyahat edenlerin yanı sıra modern ve doğal yaşam alanları arayanlar için de cazip bir seçenek sunuyor.
Ortaköy One
Proje GAD Architecture bunyesinde ,Gokhan AVCIOGLU yurutuculugunde gerceklestirilmisdir.
One Ortaköy” projesi, İstanbul’un Ortaköy mevkiinde yer alan, modern ve geleneksel mimari unsurların mükemmel bir karışımını sunan benzersiz bir yapıdır. Proje, Mimar Gökhan Avcıoğlu tarafından tasarlanmıştır. Avcıoğlu, One Ortaköy’ü çevrenin çağdaşlaşması adına atılan ikonik bir adım olarak görüyor.
Yapının tasarımı, yeşil ve mavi tonlarının iç içe geçtiği bir yaşam alanı oluşturmak için özenle planlanmıştır. Bu proje, sağlıklı yaşamı bir hayat biçimi haline getiriyor. Yapı, topraktan aldığı yeşili çatısında kullanarak doğaya geri veriyor2. Yeşil çatılar, binanın kütlesinin topografyaya kaynaşmasını sağlıyor.
Proje, bir konut ve öğrenci yurdundan oluşmaktadır. Bir tepenin yanında konumlanmış olan yapılar, bölgenin modernizasyonu açısından ikonik bir önem taşımaktadır. Bu özellikler, One Ortaköy’ün hem işlevsel hem de estetik bir yapı olduğunu göstermektedir. Bu yapı, ziyaretçilerine hem görsel bir zevk hem de rahat bir ortam sunmaktadır. One Ortaköy, modern mimari ve geleneksel unsurların mükemmel bir karışımını sunarak, İstanbul’un mimari çeşitliliğine katkıda bulunmaktadır.
One Ortaköy” projesi, İstanbul’un Ortaköy mevkiinde yer alan, modern ve geleneksel mimari unsurların mükemmel bir karışımını sunan benzersiz bir yapıdır. Proje, Mimar Gökhan Avcıoğlu tarafından tasarlanmıştır. Avcıoğlu, One Ortaköy’ü çevrenin çağdaşlaşması adına atılan ikonik bir adım olarak görüyor.
Yapının tasarımı, yeşil ve mavi tonlarının iç içe geçtiği bir yaşam alanı oluşturmak için özenle planlanmıştır. Bu proje, sağlıklı yaşamı bir hayat biçimi haline getiriyor. Yapı, topraktan aldığı yeşili çatısında kullanarak doğaya geri veriyor2. Yeşil çatılar, binanın kütlesinin topografyaya kaynaşmasını sağlıyor.
Proje, bir konut ve öğrenci yurdundan oluşmaktadır. Bir tepenin yanında konumlanmış olan yapılar, bölgenin modernizasyonu açısından ikonik bir önem taşımaktadır. Bu özellikler, One Ortaköy’ün hem işlevsel hem de estetik bir yapı olduğunu göstermektedir. Bu yapı, ziyaretçilerine hem görsel bir zevk hem de rahat bir ortam sunmaktadır. One Ortaköy, modern mimari ve geleneksel unsurların mükemmel bir karışımını sunarak, İstanbul’un mimari çeşitliliğine katkıda bulunmaktadır.
Mini Eatery
Moda'nın canlı atmosferine yeni bir soluk getiren mini eatery, mimar Uğur Can Erol ve Baha Şıkman'ın yaratıcı vizyonunu yansıtır. Modern ve minimalist tasarımı, doğal malzeme kullanımı ve büyük cam cepheleriyle dikkat çeker. Ahşap ve taş gibi doğal malzemeler mekana sıcaklık katarken, geniş cam cepheler iç mekanı doğal ışıkla doldurarak ferah bir ortam yaratır. Yaratıcı aydınlatma çözümleri, mekana farklı saatlerde farklı ambiyanslar katar.
Eatery, esnek kullanım alanları ve açık mutfak konseptiyle işlevselliği ön planda tutar. Hem bireysel müşteriler hem de küçük gruplar için uygun oturma düzenlemeleri bulunur. Açık mutfak, müşterilerin yemeklerin hazırlanış sürecine tanıklık etmesini sağlar. Geleneksel lezzetleri modern yorumlarla buluşturan yaratıcı menü, yerel ve mevsimsel ürünlerle hazırlanır.
Moda'daki bu mini eatery, özgün tasarımı, işlevselliği ve yaratıcı menüsüyle Moda'nın yeme içme sahnesine yeni bir soluk getiren, mimar Uğur Can Erol ve Baha Şıkman imzalı dikkat çekici bir mekandır.
Tike
Tike Bursa Restoranı”, modern ve geleneksel mimari unsurların mükemmel bir karışımını sunan benzersiz bir yapıdır1. Yapının tasarımı, Mudanya yönünden Bursa’ya yaklaşımda adeta bir “Landmark” etkisi göstermesi amaçlanmıştır1. Tesis, arsada bulunan mevcut ağaçların tasarımı etkilemesine izin veren bir yaklaşımla çözülmüştür1.
Yapı, üst kotta söz konusu duvara takılı “pasarella” ile ana restoran mekanına ulaşılır1. Bu kot aynı zamanda Bursa – Mudanya Yolu’ndan algılanan tesisin vitrini niteliğindedir1. Alt kotta ve üst kotta yer alan şeffaf galeri ise iki kotu birbirine bağlayan bir enstrümandır1. 2 katlı olarak tasarlanan yapı, mevcut bahçe ile bütünleşerek tasarımın açık alanını oluşturan mekanlar ile de bütünleşir1.
Tesisi oluşturan temel fonksiyonlar: Restoran, cafe, bar, şarap mahseni, ofisler, personel alanları, çocuk oyun alanı, açık yemek yeme ve aktivite alanları’ndan oluşur1. Bu özellikler, Tike Bursa Restoranı’nın hem işlevsel hem de estetik bir yapı olduğunu göstermektedir. Bu yapı, ziyaretçilerine hem görsel bir zevk hem de rahat bir ortam sunmaktadır. Tike Bursa Restoranı, modern mimari ve geleneksel unsurların mükemmel bir karışımını sunarak, Bursa’nın mimari çeşitliliğine katkıda bulunmaktadır.
Yapı, üst kotta söz konusu duvara takılı “pasarella” ile ana restoran mekanına ulaşılır1. Bu kot aynı zamanda Bursa – Mudanya Yolu’ndan algılanan tesisin vitrini niteliğindedir1. Alt kotta ve üst kotta yer alan şeffaf galeri ise iki kotu birbirine bağlayan bir enstrümandır1. 2 katlı olarak tasarlanan yapı, mevcut bahçe ile bütünleşerek tasarımın açık alanını oluşturan mekanlar ile de bütünleşir1.
Tesisi oluşturan temel fonksiyonlar: Restoran, cafe, bar, şarap mahseni, ofisler, personel alanları, çocuk oyun alanı, açık yemek yeme ve aktivite alanları’ndan oluşur1. Bu özellikler, Tike Bursa Restoranı’nın hem işlevsel hem de estetik bir yapı olduğunu göstermektedir. Bu yapı, ziyaretçilerine hem görsel bir zevk hem de rahat bir ortam sunmaktadır. Tike Bursa Restoranı, modern mimari ve geleneksel unsurların mükemmel bir karışımını sunarak, Bursa’nın mimari çeşitliliğine katkıda bulunmaktadır.
Bursa Işıklar Askeri Lisesi
TOKİ, Türk Hava Kuvvetleri ve EPP tarafından yapılan sözleşme kapsamında, Bursa Işıklar Askeri Lisesi için toplam 120.000 m² inşaat alanı üzerinde 12 adet yeni tasarlanmış bina ile yeni kampüs tasarım ve yapım ihalesi yapıldı.
Borusan Muzik ve Sanat Evi
Proje GAD mimarlik Bunyesinde ,Gokhan AVCIOGLU yurutuculugunde gerceklestirilmisdir.(https://www.gadarchitecture.com/en/borusan-music-and-art-house)
Son 50 yılda, çapraz kesişen metal kirişlerden oluşan diagrid sistemi, mimarlıkta önemli bir yapısal yenilik olmuştur. Borusan Müzik Evi'nin tasarımında, bir diagrid çelik kirişler, İstanbul'un 19. yüzyıl Beyoğlu semtindeki tarihi dokunun içinde modern bir müzik ve sergi alanının gerçekleştirilmesini kolaylaştıran bir mimari strateji için temel olmuştur. Binanın mimarisi, tarihi neoklasik binayı cephesini koruyarak, tamamen yeni bir yapı aracılığıyla yeni işlevlerini kolaylaştırır. Binanın ve bağlamı arasındaki tarihi bağlantı, geçmişle sürekliliği korumayı ve bu iç yapı aracılığıyla yeni işlevler kazandırmayı hedefler, binaya ve semte taze bir yaşam verir.
GAD'ın mimari stratejisi, yapı ve program üzerine eleştirel bir yaklaşımla gerçekleştirilir. Diagrid'in çelik kirişleri, binanın yükünün binanın çevresinde taşınmasına izin verir, sergileri ve müziği kolaylaştırmak için açık ve esnek kat planlarına olanak sağlar. Daha da önemlisi, bu yapı binanın yeni işlevlerini gerçekleştirmede önemli olmasına rağmen, sadece sokak seviyesinde görünür ve üst katlarda neoklasik cephenin arkasında kaybolur, modern mimarinin İstanbul'un 19. yüzyıl geçmişi tarafından domine edilen bu tarihi ortamda sağlayabileceği sınırlı rol anlayışında. Ancak, mimarlar, katı bir modernizme yönelik dürtülerin bastırılması gerektiğini anladılar, ancak binayı çağdaş tasarımla doldurma konusunda daha ince çabalar vardı. Diagrid'in içine yerleştirilen ayrıntılı bir aydınlatma programı, bu binayı gece binanın içinde sergilerken, adımlı terasın çatısı, Boğaziçi ve komşu binaların çatılarına doğru manzaraları değerlendirir.
Son 50 yılda, çapraz kesişen metal kirişlerden oluşan diagrid sistemi, mimarlıkta önemli bir yapısal yenilik olmuştur. Borusan Müzik Evi'nin tasarımında, bir diagrid çelik kirişler, İstanbul'un 19. yüzyıl Beyoğlu semtindeki tarihi dokunun içinde modern bir müzik ve sergi alanının gerçekleştirilmesini kolaylaştıran bir mimari strateji için temel olmuştur. Binanın mimarisi, tarihi neoklasik binayı cephesini koruyarak, tamamen yeni bir yapı aracılığıyla yeni işlevlerini kolaylaştırır. Binanın ve bağlamı arasındaki tarihi bağlantı, geçmişle sürekliliği korumayı ve bu iç yapı aracılığıyla yeni işlevler kazandırmayı hedefler, binaya ve semte taze bir yaşam verir.
GAD'ın mimari stratejisi, yapı ve program üzerine eleştirel bir yaklaşımla gerçekleştirilir. Diagrid'in çelik kirişleri, binanın yükünün binanın çevresinde taşınmasına izin verir, sergileri ve müziği kolaylaştırmak için açık ve esnek kat planlarına olanak sağlar. Daha da önemlisi, bu yapı binanın yeni işlevlerini gerçekleştirmede önemli olmasına rağmen, sadece sokak seviyesinde görünür ve üst katlarda neoklasik cephenin arkasında kaybolur, modern mimarinin İstanbul'un 19. yüzyıl geçmişi tarafından domine edilen bu tarihi ortamda sağlayabileceği sınırlı rol anlayışında. Ancak, mimarlar, katı bir modernizme yönelik dürtülerin bastırılması gerektiğini anladılar, ancak binayı çağdaş tasarımla doldurma konusunda daha ince çabalar vardı. Diagrid'in içine yerleştirilen ayrıntılı bir aydınlatma programı, bu binayı gece binanın içinde sergilerken, adımlı terasın çatısı, Boğaziçi ve komşu binaların çatılarına doğru manzaraları değerlendirir.
bottom of page